Elesine...(17) HAYAT HER ŞEYE RAĞMEN!...

 

Biraz sıkıntı, vazgeçilmez bir ögedir. Fırtınalar, gök gürültüleri, şimşekler ve üzüntü, bizleri mutluluk ve neşe kadar zenginleştirir; besler, verimli kılar.

Mitolojide bir efsaneye göre;"Bir çiftçi Tanrı'yı ziyerete gelmiş ve şöylesine meydan okumuş: "Belki, sen Tanrı olabilirsin; dünyayı da sen yarattın. Peki, güzel anladık!.. Ama tarımın a-be-cesini bilemezsin, çünkü çiftçi değilsin. Bir tek patates bile yetiştiremezsin. Uzun sözün kısası Tanrılığına rağmen benden öğrenecek bir şeyin var."

''Tanrı büyük bir alçakgönüllülükle sormuş: "Bana ne öneriyorsun? Tavsiyen nedir?" "Bir yıl süreyle beni aksiliklerden koru. Sonunda evrende hiç yoksulluk kalmadığını göreceksin."

Tanrı, çiftçiye bir yıl süre tanımış. Çiftçinin koşulları çok ağırmış. Fırtına olmayacak, yağmur yağmayacak, tohumları yiyen böcekler olmayacak, şiddetli rüzgar esmeyecek... Uyumlu, düzenli, sorundan yoksun bir yıl olacak...

Yıl sonunda, başaklar öylesine uzamış ki, çiftçi sevincinden uçayazmış. Güneş istemiş, Tanrı güneşi de emrine pervane etmiş. Yağmur istemiş; anında yağmur yağmış. Kesilmesini istediğinde ise, gökyüzü kurumuş. Ürün bolluğu açısından mucizevî bir yıl yaşanmış. Ne var ki yalnızca nicelik açısından mucizevî...

Çiftçi Tanrı'ya kasılarak şunları söylemiş: "Onca bol ürün yetiştirdik ki, insanoğlu on yıl süreyle hiç çalışmasa bile, dünya üzerinde hiç açlık olmayacak bundan böyle."

Ama mahsul biçildiğinde, ürünlerin kof olduğu anlaşılmış. İçlerinde tek bir arpa, tek bir buğday tanesi yokmuş...

Çiftçi şaşkın, Tanrı'ya sormuş: "Ne oldu? Aksilik nerede? Nerde yanıldım?..." "Çok basit..." diye yanıtlamış Tanrı; "Mücadeleyi engelledin. Hiç sürtüşme yoktu. Tüm kötülüklerden, güçlüklerden arındırdın mahsulü. Bu nedenle kısır kaldı. Doğada her etkenin bir rolü vardır. Güçlük çekmeden meyve alınmaz. Fırtına, gök gürültüsü, sağnak, şimşek de gereklidir. Ürünün ruhunu, özünü dingin tutarlar."

Meselinin anlamı çok derindir. Sürekli mutlu... mutlu... mutluysan, mutluluk anlamını yitirir. Beyaz bir duvarın üstüne, bembeyaz bir tebeşirle yazı yazmak yararsızdır. Ne kadar yazsan kimse bir şey okuyamaz. Gece; gündüz kadar gereklidir. Acı, üzüntü dolu günler; mutluluk, sevinç dolu günler kadar vazgeçilmezdir. İşte bu gerçeği kavramak da bilinçlenmektir. O zaman sorgu sual biter. Yaşantının ritmidir bu. Çelişki ve ikilemleri kavramaktır. Yani yaşantının sırrını çözmektir.

Eşyanın tabiatını özümsediğin, doğa kanununu çözümlediğin anda senin için gölge kalmaz. Mutsuzluk bile bu aşamaya varmış kişide, ışık saçar. Üzüntünün bu türü düşmanın değil, dostundur. Onu gerekli ve gidici bir arkadaş gibi sevgiyle taşı. İleri tarihteki bir mutluluğun habercisi olarak kabullen sıkıntıyı. Aksi takdirde yok olur, erir bitersin!..

Cennet Te Cehennem De,Güzellikte Çirkinlikte,Mutluluk Ta Mutsuzluk Ta, Işık Ta Karanlık Ta Sizin İçinizdedir... Dışında Arama.!!!

Kısaca İçinizdeki Işıkla Diyor Vs Efendim....

Sevgi ve Barışla Kalınız…

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ