"SİNEK, ARI VE YALAKALAR!"

 

 



Bir gurup arıyla sineği bir şişeye koyuyorlar. Şişenin taban  tarafını ışığa doğru, acık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştiriyorlar.

    Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşüyorlar.  Ama şişenin tabanı cam ve onların da yabancısı olduğu bir madde olduğundan çıkmayı başaramıyorlar.  Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşuyorlar ve karanlıkta dışarı çıkıp kayboluyorlar. Ağzı acık olan şişeden karanlık tarafa doğru tek bir arı bile  gelmiyor.


        Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar.  İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor. Ancak daha derinlemesine düşününce, karsımıza bir anıt gibi dikilen gerçek çok farklı oluyor.  Çok basit gelen bu deney beni oldukça düşündürdü. Arıların ne kadar akıllı varlıklar olduğunu hepimiz biliyoruz. Sinekler ise malum hayvanlar. Arılar ne kadar temizse adı üstünde, sinekler de o kadar iğrençtirler. Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama sineklerden midemiz bulanır.


       Evet, ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır
kuskusuz. Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenlerdir.
Ne tur engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir. Ve bu uğurda da gerektiğinde ölebilenlerdir. Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür bunu yaptıran. Kendine
saygı,  barışa olan inancı, sevginin kutsallığına olan erdemi ve yasadığı topluma saygıdır. 

   Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır.  Karanlığa yürüyenlerdir.  Karanlık düşüncelerdir.
    Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiç bir önemi yoktur. Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır.  SADECE Kendi yaşamları söz konusudur. 
    

            Nerede yemek varsa, nerede rahat yasayacaklarsa, yolsuzluk, rant sağlama, zayıfları ezme, onların sırtına basarak ahlaksızca yükselme, siyasetçilere yöneticilere takla atma, valilere, vekillere yağcılık yalakalık yapma, amuda kalkma, soytarılık yapma ortamı olan ihaleler payından pay kapma varsa, nerede çok para kazanacaklarsa oraya giderler. Ve onları yalaka takımını tüm Şırnak tanır ve bilir… Onlar için karanlık olması önemli değildir açıkağızların. Pis ve basit çıkarları için babalarını bilir satarlar onlar ve 10’lar…


 

            Oysa arı(lar) öyle değil. Arıyı kovalamak isterseniz savaşır. sonuna kadar değerleri için mücadele eder ve asla yılmaz engellere aldırmaz.(lar)  Amacı sadece ışığa ulaşmaktır. İğnesini sapladığında öleceğini  bilerek savaşır. VE DEĞERLERİ İÇİN ÖLUR.



     Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler kovaladığınız yere. Yemeklerinize, kollarınızın üstüne tünerler Pis ayaklarıyla ezerler yaşadığımız her yeri. Ve pis bir yaratık olarak iğrenç tiksindirici olarak sonsuza kadar kalırlar, kalırlar kalırlar…
     Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.
Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler. çöplüklerde, pis sularda, lağım çukurlarında tuvaletlerde vs vs Onlar için yumurtalarını bırakacakları yerin bile hiç önemi yoktur....


        Eminim, yaşadığımız şehirlerde Şırnak’ta adı sözde insan olan ancak” sinek mantığıyla hareket edip, parazitçe iğrenç bir yaşamı sürdüren, “tabiri caiz ise rüşvetle, yolsuzluklarla, valilere, vekillere, başkanlara, kaymakamlara şirin görünmek için her türlü soytarılığı yalakalığı basit ve iğrenç kazanımlar adına yapan, halkın sırtından rant sağlamayla ve mide bulandıran iğrenç ayak oyunlarıyla,  zayıfların sırtına basarak yükselmeye çabalayan ne çok (ruhları lağım çukurları gibi kokan sözüm ona insan) sinekler vardır.

          Ama onlara rağmen bizler ışığa, insanca sevgiye, hümanizme, toplumsal barışa yürek veren, sosyal dayanışmaya kalpten inanan yolsuzluklarla mücadele eden, bir anlayışla daha temiz bir toplum yaratma adına yola çıkan bir avuç insan bile kalsak özgür ve daha aydınlık bir “Şırnak için”  geleceğe, hakkın ve halkın yanında olacağımız da bilinsin.

Başımızda gitse, tek başımıza da kalsak sinekler gibi yaşamayı asla kabul etmeyiz etmemeliyiz vesselam… 

        Her Türlü Ayak Oyunlarına Envai Çeşit Engellere Ragmen Işığa Yürüyenlere, Işığa Ulasmak İçin Cabalayanlara, İnsanca Değerler Yaratma Yaşatma Adına Mücadele Edenlere Işık Saçanlara Sevgiler Selamlar Olsun.......

 

                                   Sevgi ve Barışla Kalınız…

 

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ