“HADDİNİ AŞAN ZEVATA CEVAP!”

 

 

    Posta gazetesi yazarının densiz ve bir o kadar da lağım çukurlarını andıran yazısı karşısında söylenecek çok şey var, ancak bizler, kendimize yakışmayan argo sözcüklerle cevap vermeyi kendimize yakıştırmayan köklü bir kültürün mirasçılarıyız. Ondan dır ki, bu zevata zavallı hasta ruhlu kişiliğe kendi diliyle cevap vermekten ziyade tepkilerimizi insanı olarak yapılan düzeysiz ve gerçeklerle alakalı olmayan anlatımlarına yine yakışı bir şekilde cevap vereceğiz.

              Sormak lazım Işık denilen zevata, mademki güneydoğuyu köy köy dolaştın, mademki evlerini bir bir gezdin, neden o evlerde sistemden kaynaklı yaşanan fakirlik dramlarını, onların yaşadıkları acıları kürt sorunundan kaynaklı olarak kendilerine yaşatılan yürek acılarını dillendirmiyorsun?  Senin yaşadığın şehirlerde metrolar, plazalar, otobanlar vs varken, senin yaşadıgın şehirlerde yaşam standardı ile o köylerdeki yaşam standartını kıyaslayarak yazmadın? Yazmıyorsun?”Neden” Peki o köylerde kişi başına düşen gayrı saffi milli hasıla kaç dolar biliyorsumun? O köylerde hala su sorunu, hala elektrik sorunu, hala yol sorunu, sağlık, eğitim sorunu vs gibi yine sistemden kaynaklı sorunları neden yazmadın??

Yada bugüne kadar guneydoğuda yaşanan insanı dramları konu alan kaç yazın var? bu kadar ilgilisin madem, kürtleri, yaşadıkları acıları yansıttığın ne tür anlatımların var? iş kürtleri sindirmemenden kaynaklı art niyetini kusmana gelincemi aklına geldi hakaretler sıralayarak onurlu bir halkı küçük düşürmen? sahi insan bu kadarmı düşük ve alçak bir ifade biçimi ile sevemediklerini aşağılar? hayır hayır bu bir aydın portresi asla olamaz... Bizler sevmediklerimize saygı duyarız, eleştiririz ama asla hakaret etmeyi kedimize yakıştırmayız... 

             

      Işık efendi, sen kürtleri sevmeyebilirsin, kürtleri hazmetmeyebilirsin? Hatta  onlara karşı olan nefretini de anlarım, ancak böylesi düzeysiz densiz ve gerçeklerle hiçbir alakası olmayan “genellemelerle” hakaretler sıralayarak yazma hakkına asla sahip değilsin? Kürtler, yada bu ülkenin vatandaşları olan güneydoğulu insanların yaşadıkları coğrafyalar senin kıt beyninin alamayacağı kadar büyük ve köklü medeniyetlere ev sahipliği yapmış, onur, erdem ve şerefi ile bin yıllardır hiçbir etik olmayan yaklaşımlara girmeden yaşamış bir halktır.

            O medeniyetlerin yaşaması içinde onur ile şeref ile en insanı hümanist ve barış anlayışlarını asla terk etmemişlerdir.

            O gittiğini gezdiğini söylediğin köylerde, o insanların sana göstrdikleri misafirperverliklerini mutlaka görmüşsündür? Ve o insanların ekmeğini yemişsindir? Haram olsun diyorum, nankör bir insanın lağım çokurları gibi pis kokan niyetinin kokuşmuşluğudur senin yaptığın?

           Seni bir bütün olarak en insanı kalbimle kınıyorum, dediğim gibi, senin seviyene inip cevap vermek bize yakışmaz, bu bir kültür ve ebep vurgusudur, ama sen bilmesin bunu? Çünkü yazılarından anlaşılan odurki aldığın terbiyenin sınırı na terbiyedir!!!

             Kürtler, kendi toprklarında bu ülkenin en mazlum vatandaşları olarak bütün haklardan mahrum bırakılmalarına karşılık yinede namusu ile şerefi ile kendi çocuklarına ahlakı bir kutsal yaşam biçimi olarak vermiştir, bugün metropol kentlerde yaşanan ahlakın deforme olduğu, her türlü ahlaksızlığın diz boyu koktuğu ve kutsal değerlerin ayağa düştüğü gerçeği karşısında, guneydoğu insanı, benimsediği islam yaşamını dejenere olmadan yaşamaktadır.

          Bizler her türlü eleştiriye uğradık, her türlü hakarete de uğradık, göç yollarında öldük, şerefimizle onurumuzla yaşamak adına ekmeğimizi taşta çıkarmak adına onur duyduk, sürüldük, sürdürüldük, yok  sayıldık, yok edildik, inkar edildik, inkara uğradık, öldük, öldürüldük, işkencelere uğradık, faili belli on binlerce can olduk ve o canımız alındı, ancak hiç bu kadar aşağılık ve düzeysiz bir hakarete uğramadık, bunuda asla kabul etmeyiz edemeyiz.

             En önemlisi hepsi diye bir kavram yoktur, hepsi iyi hepsi kötü diye bir şey olamaz, elbette batılısınında doğulusununda iyisi kötüsü vardır. Ama bir bütün olarak bütün Kürtleri pornocu, kötü, pis gibi adi ce genelleştirmek senin kürtleri hazmedememenin bir psıkolojık paranoyası olarak kusmandan öte bir iddia olamaz.!

              Bundan dolayıdır ki, şiddetle seni kınıyorum, sen bir yazar, bir aydın sen ahlaktan nasibini almış bir insan dahi olamassın!

     Sen olsa olsa zavallı bir kişilik olarak eleştiriyi hakaret olarak  dillendirir, ekmeğini yediğin insanları nankörlük edersin? Senin aldığın kültürün bir sonucu olarak böyle yaklaşmayı normal görebilirsin, çünkü sen doğu insanının yüreğindeki aşkınlığı, ahlakına namusuna düşkünlüğü anlayamacayak kadar hasta ruhlu faşist yetiştirilmiş bir zavallı kişiliksin? Diyesimiz geliyor ya neyse…

Bu zevatın yazdığı gazeteyi Posta gazetesinialmamayı ve  protesto etmeye çağırıyorum bütün herkesi..

Ve o sözleri aynen o hakaretleri de aynen kendisine iade ediyoruz…

      BU ARADA HERKESİ ÇARŞAMBA GÜNÜ MEMUR-SENİN YAPACAĞI  EYLEME DAVET EDİYORUM… “Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti Savcılarımızı göreve davet ediyoruz. Bu gerekçelerle bahse konu gerçek dışı, seviyesiz ve toplumda infial uyandırıcı hadiseyi kınamak ve kollektif bir reaksiyon ortaya koymak üzere bütün halkımızı ve kamu çalışanlarımızı Çarşamba günü Saat:12.30 Cumhuriyet meydanında bu gazeteyi yakma ve kınama eylemine davet ediyoruz.”

   Konu ile ilgili Işık denilen zevatın yazdığı yazının özetini siz değerli okurlara kısmen aktarıyorum!

Işık, “Güneydoğu'da çanak anten terörü” başlığı altında yayınladığı yazısında, çanak anten ve “ensest ilişki” arasında akıl almaz bir bağ kurarak, uydu televizyonlarını izleyen Kürtlere yönelik ağır suçlamalarda bulundu. Hiçbir dayanağı olmayan iddiası sadece Kürtlere değil aynı zamanda uydu üzeri yayın yapan televizyonları izleyen bütün dünya halklarına yönelik de aynı suçlamayı içeriyor.

YAZARIN ÇANAK ANTEN FANTAZİLERİ

“Aylardır Doğu’yu, Güneydoğu’yu geziyorum. Köy köy dolaşıyorum” diye yazısına başlayan köşe yazarın, bölgede tek sorun olarak “çanak anten-pono” ilişkisini gördüğü anlaşılıyor. Bunu yazarın kendi “çanak anten fantezileri” olarak değerlendiren Kürt okurlar, Posta gazetesi ve yazarın Kürt halkından özür dilemesi gerektiğini belirtiler. İnternet ortamında Işık’a yönelik tepkiler çığ gibi büyüdü. Özellikle Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri ile internet sitelerinin yorum bölümlerinde, yazıya yönelik tepkiler dile getirildi.

Yazarın ifadeleri şöyle: “ Evlerin yüzde 90’ında en az 8 kişi bir arada yaşıyor. Evlerin yüzde 90’ına doğru dürüst yiyecek girmiyor. Evlerin yüzde 90’ına kitap girmiyor. Evlerin yüzde 90’ına gazete girmiyor. Ama o evlerin yüzde 90'ına giren birşey var. Çanak anten! Ne var Bunda? Şu var: Çanak anten sadece yerli kanalları göstermiyor! Çanak anten sadece ROJ TV'yi de göstermiyor! Yüzde 90!ına gazetenin kitabın girmediği bu evlerin tamamına porno kanallar giriyor! Hiçbir şifre, engelleme olmadan... Evdeki ilkokul talebesi de seyredebiliyor,80yaşındaki dede de... 7 gün 24 saat Herkes açık o porno kanallar sayesinde ne mi oluyor? Eğitim seviyesinin ve sosyal hayatın adeta yerlerde süründüğü bölgede,70 yaşındaki adam torununa gelinine,14 yaşındaki çocuk minicik bir bebeğe, öz abisi kız kardeşine, komşunun karısına-kızına tecavüze yelteniyor... Çoğunlukla da başarılı oluyor. ''Nasıl olsa töre var kimse duymaz''deniyor. Gerçekten de öyle oluyor. Töre ya tecavüzün, tacizin üstünü örtüyor ya da tam dışarı sızmak üzereyken tacize uğrayan kadının canını alıyor. Televizyon dizilerini hizaya getirerek toplumu kurtardığını zanneden arkadaşlara sesleniyorum: Güneydoğu'da büyük bir çanak anten terörü var! Ve bu terör en az diğeri kadar can alıyor.”

31.01.2011

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ