Yalnızlık....

Cudinin gelinlik giydiği bir gece karanlığında en tatlısını yaşarken hüzün makamında ezgiler çınlar kulaklarımda"Yarınlara Dair..." Kendime benzettiğim yıldızlara bakıp kalp atışımı sayarım o vakitlerde bir Botan akşamında..

    Bir beni bir de yalnızlığımı düşündüğümde kendimi hür bilirim.O tatlı yalnızlıkta dilime dökülen kelimeler daha bir koyulaştırır karanlığı...Ya yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi...Ve yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık, değerini bilemedikleri sevdaları, değerini bilemedikleri dizeleri hatırladıkça göz yaşlarım eşlik eder sancılarıma, gözlerimde inmeyi bekleyen damla vuslatına erer..

     Gönlümün penceresini kapatırken yağmurların sesiyle uyanırım ellerini uzatmış beni bekliyor Bir yanım Cudi diğer yanım Hayırsız...ortasında ise gittikçe büyüyen bir volkan ateşi, yürek yangınına özlemindir oysaki... Yağmura sarıldığım o hazin dakikalardan sonra yüreğimdeki güvercinleri uçururum, gözlerimde başlayan dinmez bir ilahi, baktıkça çürüten bir hercai gibi sarıyor harami yanımı...Islak, yalnız ve ürkek kaldırımlar oldum olası hep soğuk gelir bana...Asfaltların zift kokusuna yankılanır hüzünlerim..Ellerim cebimde, dudağımda bir ezgi, beni sırılsıklam bir Hazal'a çeviren yağmurla çıkmaz sokakların hepsini dolaştım" bir bir" girikamonun.. Yeni bir şarkının hengamesinde bir başka sabaha kavuşurken yalnızlığım devrim yapıyordu.

       Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yeryüzündeki dostunuz benim diye haykırıyordum semaya. Tebessüm eşliğinde bakınıyordum etrafa beyhude geçirdiğim zamanıma acı bir gülümseme hediye ediyordum... Zaman ne de geçiyor sevdiğim... Saat 12 dir... Söndü lambalar diyordum kendime... Uyumak istemiyorum, çünkü rüyama turnalar gelmiyor... Uyumak istemiyorum, çünkü kabuslar beni bekliyor... Bu gün kalbim yitik nameler peşinde...

      Uykuyu unutan gözlerim bir bilinmezi araştırıyor... Acaba yalnız olduğumu hissettiren gece mi? Hüzünlenmek için geceyi mi bekliyorum? Yanan bir yüreği ıslandığım yağmurla mı söndürüyorum? İçimde yankılanan bu sorulara mavilerini, denizini kaybetmiş martılar cevap veriyor deniz gözlerine çalan... güvercinlerden duyduğum şiir beni sevda diyarına hicret ettiriyor... Sen nerden bileceksin ki içimde bir yağız atın vurulduğunu, güvercinlerin bir daha dönmeyeceğini ve mavilere yazılan bir hüznün son damlasının da ona gittiğini nerden bileceksin ki sen... Beni hıçkırıklara boğan bu dizeler yüreğimdeki yarayı kanatıyor, yalnız olmadığımı, içimde titrek bir mum edasıyla yanan ateşin olduğunu hissediyorum...

        Beni ağlatan dualar gibi gözlerimde başlayan bir sevdayı taşıyorum... Kuşanıp sevdamı düştüm yollara geri dönerim belki diye.. .Yol göstermesi için gözyaşları mı döktüm attığım her adımdan sonra... Pervane böceği oldum sanki hani o ateşe aşık olup atmıştı kendini ateşe... Ateş uğruna ateşe atılmaktı istediğim...

      Kimseye söyleyemezdim yalnızlığıma sevdalandığımı merhamet abidesi kardelene yöneldim... Bulutların kulağıma fısıldadığı şarkıyı yalnızlığıma yazdığım şiiri bir de ağlayan Serçe'leri alıp yürüyorum sonsuzluğa, sonsuz maviliğe doğru ilerliyorum gecenin biten yarısında, bir yanım Cudi diğer yanım Hayırsız, ortasında ise Kocaman bir YALNIZLIK ve yangın ve yürek ve UMUT!!!..

     Alim yardımcım kardelen yoldaşımdır şimdi.... vs. SEVGİYLE...

 

 
 
 
 

Copyright © 2008 Dündar Sansur.Her hakkı saklıdır.

www.dundarsansur.com

Tasarım:Faruk GÜNEŞ